
Türkiye’de kurumsal ve toplumsal yapay zeka farkındalığını artırma ve ekosistemini geliştirme hedefiyle çalışmalarını sürdüren Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI), yapay zeka alanında faaliyet gösteren yerli girişimleri haritalandırmaya devam ediyor. Buna göre, 2017 yılında 24 olan yapay zeka girişim sayısı, 2025 yılının ikinci çeyreğinde haritaya eklenen 20 yeni girişimle birlikte 411’e ulaştı. 8 yılda 17 katına çıkan yapay zeka girişimlerinin büyük bir kısmı Üretken Yapay Zeka, Akıllı Platformlar, Yapay Görü ve Makine Öğrenmesi gibi teknoloji odaklı kategorilerde yoğunlaştı. Bu sonuç ise teknolojinin dönüşen doğasını ve girişimlerin bu dönüşüme hızla adapte olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
2025 yılının ikinci çeyrek verilerine göre, yeni eklenen girişimlerin kategori bazlı dağılımında üretken yapay zeka yine öne çıktı. Bu dönemde haritaya dahil edilen 20 girişimin 6’sı Üretken Yapay Zeka alanında faaliyet gösteriyor. Akıllı Platformlar kategorisine 3, Yapay Görü ve Makine Öğrenmesi kategorilerine ise 2’şer yeni girişim eklendi. Geriye kalan 7 girişim ise Doğal Dil İşleme, Veri Analitiği, IoT, Altyapı Servisleri ve Chatbot gibi farklı teknoloji alanlarına yayılıyor.
Yerli girişimlerin içerik üretimi, büyük dil modelleri, arama asistanları ve kişiselleştirilmiş yapay zeka uygulamaları gibi alanlara yönelmesi, bu teknolojilerin Türkiye yapay zeka ekosisteminde hem stratejik hem de rekabetçi bir pozisyon kazandığını ortaya koyuyor. Üretken yapay zekanın genişleyen kullanım alanı, ekosistemdeki dönüşümün de temel göstergelerinden biri olarak öne çıkıyor.
Türkiye yapay zeka girişimcilik sahnesinin giderek olgunlaştığını vurgulayan TRAI Genel Müdürü Can Sinemli, “Girişim sayısının 400’ün üzerine çıkması, yalnızca nicel bir artışa değil, aynı zamanda nitelikli ve uzmanlaşmış bir büyümeye işaret ediyor. Haritamıza eklenen her girişim, teknoloji çeşitliliğini ve uygulama alanlarını daha da zenginleştiriyor. Bu dinamik yapı, yatırımcılar için cazip fırsatlar sunarken, iş birliği potansiyelini artıran güçlü bir zemin de oluşturuyor. Üretken yapay zeka gibi öncü teknolojilerin merkezde olduğu bu dönüşüm, Türkiye ekosisteminin küresel rekabet gücünü artırma yolunda önemli bir adım” dedi.