
Global bilgi teknolojileri firması Redington’da yakın zamanda üst düzey yönetimde organizasyonel değişim gündeme geldi. Bu kapsamda Redington Group; global çapta, birbirine piyasa yapısı, iş ve ekonomik modeli benzer coğrafyaları bir araya getirdiği yeni bir organizasyon yapısı oluşturdu. Burada temel öncelikler ise daha çevik, daha kapsayıcı ve bölgesel ihtiyaçlara daha hızlı yanıt verebilen bir yapıya dönüşmek oldu. “Böylece global ve yerel stratejilerimizi daha güçlü şekilde hayata geçirmeyi, sürdürülebilir büyüme hedeflerimizi gerçekleştirmeyi planlıyoruz” değerlendirmesini yapan Redington Asya Bölge CEO’su Cem Borhan, bu değişimin parçası olarak kendisinin de Redington Asya Bölge CEO’luğu pozisyonuna terfi ettiğini kaydetti. Borhan, yeni görevinde Singapur merkezli olarak, Endonezya, Malezya, Tayland, Sri Lanka gibi yüksek büyüme potansiyeline sahip 18 ülkeyi kapsayan Yeni Pazarlar: SESA (Güneydoğu ve Güney Asya) bölgesinden sorumlu olacak. Cem Borhan, ASEAN olarak da bilinen yeni bölgesinin daha önce Hindistan merkezden yönetildiğine işaret etti. Grup hedefinin önemli bir adımı olarak, yeni yapılanma ile bu bölgeyi merkezden ayırarak, bağımsız ve Group CEO’ya raporlayan bir bölge haline getirdiklerini vurgulayan Cem Borhan, “Bu değişimin bir parçası olarak, Redington Türkiye & CIS Genel Müdürlüğü pozisyonunu Bora İncir’e devrettim. Kendisinin de yeni görevinde içeriden gelen bir lider olarak çok başarılı olacağına inanıyorum” değerlendirmesini paylaştı. İki Türk yönetici olarak yeni görevlerinde de birbirlerini desteklerken, Türk yöneticilerin dünyadaki etkinliğini artırmak için çalışacaklarını vurgulayan Cem Borhan, sorularımızı yanıtladı:
Her değişim, çeşitli risk ve fırsatları barındırır. Global bir teknoloji distribütörü olan Redington içindeki bu değişimi taşıdığı risk ve fırsatlar açısından değerlendirebilir misiniz?
Riskleri doğru liderlik, açık iletişim ve sağlam süreç yönetimi ile minimize etmek mümkün. Organizasyonel değişimlerin beraberinde getirdiği en büyük fırsat ise yenilenmiş bir vizyonla daha geniş pazarlarda değer yaratabilme potansiyelidir. Benim için de daha önce Türkiye ve CIS’de elde ettiğimiz yeni pazarlar yaratma ve mevcut pazarları stratejik iş birlikleri ile güçlendirme tecrübesini yeni sorumluluk alanımda da sağlama fırsatım olacak. Bu değişim sürecini, sürdürülebilir büyüme hedefimizi güçlendirecek stratejik bir adım olarak değerlendiriyoruz.
Bu liderlik değişiminin Redington Türkiye & CIS’in distribütörü olduğu üretici markalar ve iş ortakları ile olan ilişki ve süreç yönetimine etkisi olacak mı?
Görev sürem boyunca temellerini birlikte attığımız pek çok stratejik yapının, yeni dönemde de aynı istikrarla, ama gelişerek devam edeceğine inanıyorum. Üretici markalarımızla iş birliklerimizin daha etkin yönetileceği ve iş ortaklarımızla sürdürülebilir büyüme odağında daha hızlı, çevik ve sonuç odaklı süreçler geliştirebileceğimiz bir modelde bölge çalışmaları devam edecek. Bütün planlamamız daha olumlu bir organizasyon için yapıldı. Liderlik yapımızı tüm bölgelerde güçlendirerek uzun vadeli büyümeyi desteklemeyi ve daha derin iş birlikleri kurmayı hedefliyoruz.
Uluslararası atamanız ve Redington Türkiye içerisindeki diğer bölgesel atamalar, Türkiye ekibinin bugüne kadarki başarılarının Redington Group genelinde değerlendirildiğinin bir kanıtı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Kesinlikle katılıyorum. Türkiye ekibi olarak elde ettiğimiz büyüme, operasyonel verimlilik ve iş ortaklarımızla kurduğumuz güçlü bağlar, bu atamaların temelini oluşturdu. Bu durum Türkiye’nin Redington için stratejik bir merkez haline geldiğinin de göstergesi. Grubumuzun globalleşen yapısı ile benim Asya Bölge’ye transferim, uzun yıllardır birlikte çalıştığımız Redington Türkiye & CIS CFO’su Barış Korku’nun Türkiye’de gösterdiği performans ile Redington Group bünyesinde Global Hazine Lideri rolüne gelmiş olması bunun kanıtı. Aynı şekilde Bora İncir’in içimizden gelen lider olarak Genel Müdürlük pozisyonuna terfii de farklı bir arayışa ihtiyaç duymadan, genel merkezimizin de bizlere duyduğu güvenin bir göstergesi.
Redington mali yılını Mart ayında kapattı. Sizin yönetiminizde tamamlanan bu son yılınız Redington Türkiye & CIS’de nasıl geçti?
2021 yılında kendimize 5 yıllık bir plan koymuştuk. Her yıl bu plana sadık kalarak ve bazen fazlasını da yaparak, motivasyonumuz ile odağımızı bozmadan yolumuzda ilerledik. Zorlu ekonomik koşullara rağmen sürdürülebilir büyümemizi bu yıl da devam ettirdik. Yeni üretici iş birlikleri, özellikle bulut, güvenlik ve veri yönetimi çözümlerinde artan iş hacmi ve güçlü finansal disiplinle yılı başarılı bir şekilde tamamladık.
Türkiye ve CIS bölgesinde Genel Müdürlük koltuğunda oldukça başarılı işlere imza attınız. Yeni bölgenizde öncelikleriniz neler olacak? Türkiye’deki yerel yazılım üreticileri ve iş ortakları için yeni bölgenizde fırsatlar olabileceğini düşünüyor musunuz?
Yeni bölgemde önceliğim yüksek büyüme potansiyeline sahip pazarları geliştirmek olacak. Böylece yeni pazar fırsatlarını ortaya çıkararak marka portföyünü ve finansal büyümeyi sağlayabileceğiz. Türkiye ve CIS’de elde ettiğimiz çok ciddi bir know-how’ımız var. Asya bölgede de benzer geliştirmeler ile fark yaratan distribütör algısı yaratmayı hedefliyoruz. Türkiye’de uygulamaya aldığımız ve çok başarılı sonuçlar elde ettiğimiz CoE (Center of Excellence) gibi uygulamaları yeni bölgemde de replike ederek, eğitimlerimiz ile ekosisteme teknik yetkinlikler kazandırdığımız, demo merkezinde müşterilerle iş ortaklarımızı bir araya getirerek PoC çalışmaları için ortam yarattığımız, ‘Migration Center’da teknoloji geçişleriyle ilgili destek verdiğimiz çalışmalar kurguluyoruz.
Türkiye’deki başarılı yazılım üreticileri ve inovatif iş ortakları için Asya bölgesinde ciddi fırsatlar olduğuna inanıyorum. Bu potansiyeli doğru stratejilerle değerlendirmeye kararlıyız. Asya bölgesine atanmamı, Türkiye ve CIS bölgesinde birlikte çalıştığımız iş ortaklarımızın potansiyeli yüksek Asya pazarıyla buluşması için önemli bir fırsat olarak görüyorum. Asya’daki inovatif çözümleri Türkiye pazarına entegre ederken, Türkiye’deki başarılı iş uygulamalarını da Asya ülkelerine taşımanın, iki yönlü güçlü bir etkileşim ortamı sağlayacağını düşünüyorum. Bu yaklaşım; özellikle yeni ürünlerin pazara sunulması, ortak projeler geliştirilmesi ve farklı pazarlara erişim açısından iş ortaklarımız için yeni fırsat kapıları aralayacaktır. Burada uzun yıllardır oldukça güçlü bağlar kurduk, bölgeler arasında bu bağı daha da kuvvetlendirmek yine bizim elimizde.