
Echelon VIII Group, Londra’daki yasal merkezini koruyarak operasyonel komuta merkezini İstanbul’a taşıdı. Anti-drone sistemleri, ileri savunma teknolojileri ve lojistik yatırımlarına odaklanan şirket, Türkiye’nin savunma sanayiindeki yükselişini küresel güvenlik vizyonuyla buluşturmayı ve bölgesel ekonomik kapasiteye katkı sağlamayı hedefliyor. Stratejik savunma uzmanı ve Echelon VIII Group’un kurucu ortağı Mekail Ali Esmer, alınan bu kararla şirketin bundan böyle savunma teknolojileri, lojistik yatırımlar ve ileri mühendislik projelerinde Türkiye’yi ana operasyon üssü olarak konumlandıracağını duyurdu. Esmer, Türkiye’yi tercih etme kararlarının ardında yalnızca lojistik avantajların değil, uzun vadeli yatırım ve stratejik güvenlik hedeflerinin de bulunduğunu ifade ederek “Türkiye, son yıllarda savunma sanayii ve egemenlik direncinde dikkate değer bir yükseliş gösterdi. Bu adım, hem stratejik hem de değer temelli bir tercih. Türkiye’yi, küresel güvenliğin geleceğinde merkez konumunda görüyorum” dedi.
Mekail Ali Esmer, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki yükselişine de dikkat çekti. Esmer, Türkiye’nin dünyada jeotermal enerji kapasitesinde 4. sırada yer aldığını hatırlatarak, bu alanda planlanan 500 milyon dolarlık yatırımın, ülkenin küresel ölçekte yalnızca savunmada değil, yeşil enerji ve sürdürülebilirlikte de önemli bir oyuncu olacağını vurguladı.
Yalnızca yaptırım uygulanmayan ve yasal olarak onaylanmış bölgelerde faaliyet gösteren Echelon VIII Group, İstanbul’daki yeni merkezinden hassas savunma teknolojileri, anti-iletim sistemleri ve uluslararası güvenlik çözümleri geliştirecek. Bu süreçte yerli tedarik zincirlerinin güçlendirilmesi, mühendislik istihdamı ve teknoloji transferi de öncelikli hedefler arasında yer alacak.
Esmer’e göre Türkiye, coğrafi konumu ve teknik kapasitesiyle “Doğu ile Batı arasında stratejik bir köprü” rolünü pekiştirirken, aynı zamanda bölgesel savunma ekonomisinin merkezine dönüşüyor. Şirketin Türkiye’deki yeni yapılanmasının, önümüzdeki dönemde savunma ve teknoloji sektörlerinde doğrudan yabancı yatırım girişini artırması, yerel üreticilerle iş birlikleri geliştirmesi ve bölgesel ihracat kapasitesini büyütmesi bekleniyor.