
Uzun süren AKP iktidarı özellikle muhalif kesimleri oldukça yordu. Bu yorgunluk, kimi zaman yılgınlığı, kimi zaman da yeni arayışları beraberinde getirdi. En çok dile getirilen yöntemlerin başında, sokak muhalefetinin güçlendirilmesi ve yaygınlaştırılması önerileri yer aldı. Kemal Kılıçdaroğlu dönemine yönelik en yaygın eleştirilerden biri, sokaktan özellikle uzak durmaya çalıştığı iddialarıydı. Adalet Yürüyüşü gibi tarihe geçen en büyük demokratik eylemlerden birini yapmasına rağmen Kılıçdaroğlu, genel olarak sokaktan uzak olduğu, toplumsal muhalefeti zayıflattığı eleştirisinden kurtulamadı.
“Sokakta olacağız” demiş, normalleşmeyle şaşırtmıştı
4-5 Kasım 2023’te yapılan kurultayla CHP’de Kılıçdaroğlu yönetimi sonlandırıldı. Özgür Özel’in kurultayda geçmiş yönetime dair bir eleştirisi de sokaktan uzak durulmasına yönelikti. Özel, kimi açıklamalarda, zamanında Kılıçdaroğlu’nun “Sokağa inip oyuna gelmeyeceğiz” sözlerine atfen, “Oyuna gelmeme oyununa düşmeyeceğiz” diyordu. Bu beklentiyle Özgür Özel’in sokakta ciddi bir muhalefet yürüteceği düşünülüyordu. Ancak yerel seçim zaferinin ardından başlatılan “Normalleşme” söylemleriyle bu beklenti suya düştü.
Saraçhane Meydanı’nda yapılan 1 Mayıs etkinliğinde, Özgür Özel’in göstericileri terk edip gitmesi büyük tepki çekti. Bu artan eleştiriler, CHP’nin düzenlediği mitinglere de yansıdı ve katılım düşük kaldı. Ancak, 19 Mart 2025 günü İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla, özellikle öğrencilerin ve vatandaşların kendiliğinden sokağa inmesi, CHP’ye uzun süredir üzerine atılan “pasiflik” suçlamasını kıracak bir fırsat sundu.
Öğrenciler CHP’yi sokağa çekti
Sokak eylemlerinde öğrencilerin ön planda olmasıyla birlikte, CHP milletvekillerinin de yer alması bu olayların CHP’nin eylemleri olarak algılanmasına neden oldu. Kısa süre içinde, muhalefette başarısız olmakla suçlanan Özgür Özel, özellikle sosyal medyada toplumsal muhalefetin lideri olarak kabul görmeye başladı. Gerçekten de Özgür Özel, süreci iyi yönetti ve kendisine yöneltilen eleştirilerin çoğunu azaltmayı başardı. Ayrıca, sokağın verdiği güçle 6 Nisan 2025’teki Olağanüstü Kurultay’dan da başarıyla çıktı.
CHP, farklı öğrenci gruplarının da katıldığı Saraçhane’deki gösterilerin sürdürülebilir olmadığını düşünerek, mitingler yapmaya karar verdi. İlk mitingler ciddi ilgi çekse de, geçtiğimiz hafta İstanbul’un Başakşehir ilçesinde ve Konya’daki mitinglerde ilginin azaldığı hissedildi. Buna karşın CHP bir ikileme düşmüş durumda. Geri adım atmayan iktidara karşın söylemde yumuşama ihtimali bile tepki çekiyor.
Örneğin Özgür Özel’e yönelik saldırı sonrası Erdoğan’dan gelen “Geçmiş olsun” açıklamasına yönelik Özel’in verdiği sıcak mesajlar aralarında İmamoğlu’na yakın isimlerin de olduğu birçok muhalifin tepkisini çekti ve “Özel yine normalleşme politikası peşinde mi?” sorularına neden oldu.
Eleştirilerden etkilenen Özel hemen iktidara sert mesajlar veren açıklamalarını tekrarladı ve saldırının amacının kendilerini sokaktan uzak tutmak olduğunu tekrarladı.
Kısacası süreç CHP’yi sokakta olmaya mecbur bırakmış durumda.
CHP’nin sınavı başladı
Şimdi ise, asıl soru, CHP’nin bu mitinglerin devamlılığını sağlamaya nefesinin yetip yetmeyeceği. Eğer kitlesellik korunursa, bu eylemler, ülkedeki rahatsız çevrelerin sesini duyurabilecek platformlara dönüşebilir. Ancak, ivme kaybederse, “İşte bunların bir atımlık barutu varmış” gibi bir algı oluşabilir ve bu da CHP’nin üzerindeki baskıyı artırır. Önümüzdeki günlerde bu sorunun yanıtını göreceğiz.
Eğer CHP’nin sokaktaki nefesi kesilmeden demokratik protestolar aktif olarak devam ederse, demokrasiye de nefes olabilir.